İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri pantürkizm konusunu yeniden gündeme getirdi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İran, 28 Haziran'da ülkenin dokuzuncu cumhurbaşkanını seçmek üzere yapılacak on dördüncü cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanırken, Şii çoğunluklu ülkede Pantürkizm en büyük siyasi tartışmalardan biri olarak ortaya çıktı.

İran seçimleri, 20 Mayıs 2024'te bir helikopter kazasında hayatını kaybeden eski cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle zorunlu hale geldi.

Bu seçimde yarışan adaylar arasında Mustafa Purmuhammadi, Said Celili, Muhammed Bakır Galibaf, Alireza Zakani, Seyid Emir Hüseyin Gazizade Haşimi ve Mesud Pezeşkian yer alıyor.

Bu altı onaylı aday arasında yalnızca Masoud Pezeshkian reformist olarak tanımlanıyor, kalan beş aday ise muhafazakar. Bu, önemli bir aradan sonra reformistlerin İran'ın seçim sürecine tekrar dahil olacağını gösteriyor.

Bu seçimin ayırt edici özelliği, İran nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan Türk etnik topluluğunun aktif katılımıdır.

Mesud Pezeshkian'ın temsil ettiği bu topluluk, seçim kampanyalarını Türk kimliği perspektifinden yürütüyor.

Sonuç olarak, İran cumhurbaşkanlığı seçimleri tarihinde ilk kez Türk kimliği meselesi ulusal söylemin ön saflarında yer almış, adaylardan biri resmi kaynaklarca açıkça Pantürkizmle suçlanmıştır.

Siyasi bir ideoloji olarak İran'ın resmî literatüründe, Türk milliyetçiliğini ifade etmek için dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı yorumlanan Pan-Türkizm kavramı kullanılmaktadır.

İran'daki resmi söylem, Türk milliyetçiliğini savunan veya Türk toplumunun siyasal ve toplumsal haklarını savunan etnik Türkler arasındaki kişi ve grupları Pan-Türkist olmakla suçluyor.

Ancak söz konusu kişi ve gruplar bu iddiayı kesin bir dille reddediyor ve faaliyetlerinin tek amacının İran'da yaşayan Türklerin sosyal ve siyasal haklarını savunmak olduğunu ileri sürüyorlar.

İran'ın Türk nüfusu

İran'daki Türk nüfusuna ilişkin resmi istatistikler kamuoyuna açıklanmamakla birlikte, yarı resmi kaynaklar ülkenin çeşitli bölgelerinde en az 30 milyon etnik Türk'ün yaşadığını göstermektedir.

Örneğin, İran Genelkurmay Coğrafya Teşkilatı’nın 2014 yılında yayımladığı İran Stratejik Coğrafyası’nda, İran nüfusunun yarısından azının Fars etnik grubundan olduğu belirtilmektedir.

Nüfusun yarıdan fazlasını Farsça konuşmayan veya Farsça konuşmayan etnik gruplar oluştururken, Fars etnik kökeninden sonra ikinci büyük etnik köken Türk etnik kökenine sahiptir.

İran eski Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, 2014 yılında Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında verdiği röportajda, “İran nüfusunun yüzde 40'ının Türk” olduğunu belirterek, bu demografik faktörün ikili ilişkileri geliştirmede önemli bir potansiyele sahip olduğunu ve İran'da en az 30 milyon etnik Türk'ün yaşadığını vurgulamıştı.

İran'ın Türk nüfusu Azerbaycan Türkleri, Türkmenler, Kaşkay Türkleri ve Horasan Türkleri gibi alt gruplara ayrılır. Bu Türk toplulukları arasında, kuzeybatı İran'daki Azerbaycan Türkleri en büyük nüfusa sahiptir.

Azerbaycan Türklerini, İran'ın orta ve güneybatı kesimlerinde yaşayan Kaşkay Türkleri ile ülkenin kuzeydoğu bölgelerinde yaşayan Horasan Türkleri ve Türkmenler takip ediyor.

Bu toplulukların dışında İran'da Halaç Türkleri ve Kazak Türkleri de bulunmaktadır; ancak nüfusları birkaç bin kişiyi geçmediği için birincil etnik gruplar arasında sayılmazlar.

Yükleniyor…

Türk kimliğine ilişkin büyüyen tartışma

1979 devrimi İran tarihinde yeni bir aşamayı başlatmış, devlet-toplum ilişkilerinde köklü değişim ve dönüşümleri hızlandırmıştır.

Bu değişimlerin en başında İran'daki Fars olmayan etnik gruplar arasında etno-milliyetçi taleplerin yükselişi gelmektedir. Gerçekten de, İran ulusal güvenliğinin bugün başlıca endişelerinden biri Azerbaycan Türkleri, Araplar, Beluçlar, Kürtler, Lorlar, Türkmenler ve Kaşkay Türkleri gibi İran'ın birincil etnik grupları arasında artan etno-milliyetçi eğilimlerdir.

İran'da Türk kimliğine ilişkin daha geniş tartışmanın bir parçası olarak değerlendirilebilecek Türk bilincinin yükselişi, kendine özgü iç dinamikleri, tarihsel geçmişi, hedefleri, bölgesel etkileri ve toplum içinde hızla yayılması nedeniyle İranlı yetkililerin yakından ilgilendiği alanlardan biridir.

Son yıllarda İran'da yaşanan tartışmalar göz önüne alındığında, Türklük söyleminin İran'ın siyasal ve toplumsal alanında daha da öne çıktığı ve önemli bir ivme kazandığı görülmektedir.

Nitekim İran'da yapılan çeşitli akademik çalışmalar, sıklıkla Pan-Türkizm tehdidi olarak çerçevelenen Türklük söyleminin önemli bir toplumsal temele sahip olduğunu ortaya koymaktadır.

Örneğin Mazenderan Devlet Üniversitesi araştırmacılarının Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan, Erdebil ve Zencan eyaletlerinde yaptıkları bir araştırmada “İran’da Pantürkizm eğiliminin yüksek olduğu” sonucuna varılmıştır.

Araştırmaya katılanların yüzde 90'ı Türk diline, tarihine, kültürüne ve kimliğine derinden bağlı olduklarını, Türklüğün kendileri için çok önemli olduğunu belirtmiştir.

İran'da yaygın bir inanışa göre, Fars olmayan etnik gruplar ayrımcılığa maruz kalmaktadır ve İran'ın devlet ideolojisi, etnik kültürlerin, özellikle de Türk kimliğinin inkarıyla kurumsallaştırılmış Fars milliyetçiliğine dayanmaktadır.

İran İslam Cumhuriyeti döneminde, özellikle İran-Irak Savaşı'ndan sonra, İran'da Azerbaycan Türklerinin yaşadığı bölgelerde meydana gelen protestolar genellikle etnik temalı olmuştur.

Bu protestolarda kullanılan slogan ve semboller incelendiğinde, bunların ağırlıklı olarak Türk kimliği etrafında şekillendiği ve Tahran'ın politikalarına karşı protesto amacı taşıdığı anlaşılıyor.

İran'da son yıllarda büyük kalabalıkların katıldığı en dikkat çekici Türk etnik hakları temalı protesto yürüyüşleri arasında 1992 Hocalı Katliamı protestosu, 1995 İran Radyo ve TV Kurumu (IRIB) Anket Soruları protestosu, Babek Kalesi Meclisi (2000-2004), 2006 İran Gazetesi Karikatür Krizi, 2011 Urmiye Gölü Protestosu, 2015 IRIB TV2 Fitile Programı Protestoları, 2016 Tarh-e Nev Gazetesi Protestoları ve 2020 İkinci Karabağ Savaşı protesto yürüyüşü yer almaktadır.

Tüm bu eylemlerde öne çıkan sloganların, 'Böğür, böğür, Türk'üm!', 'Yaşasın Azerbaycan!' ve 'Türkçe okul / Herkes için olmalı' olması dikkat çekti ve protestocular tarafından coşkuyla söylendi.

Özellikle dikkat çeken husus, bu sloganların sadece protesto gösterileriyle sınırlı olmayıp, genç kuşağın yoğun olduğu çeşitli kamusal alanlarda da seslendirilmesidir.

Bunun en belirgin örneği, İran'da Azerbaycan Türklerinin desteklediği ünlü Traktör futbol takımının maçları sırasında atılan tezahüratlardır.

Asya'nın en popüler takımlarından biri olarak kabul edilen Traktör takımının maçları sırasında statta on binlerce seyircinin 'Tebriz, Bakü, Ankara / Neredeyiz, Farslar Nerede!' şeklinde slogan atması, İran medyasında defalarca tartışma yarattı.

Bu nedenle bu takımın taraftarları Pantürkizmle suçlandılar.

Raisi'nin ölümünün gölgesinde anketler

Reisi'nin ölümünün ardından oluşan yeni siyasi iklimde yürütülen seçim kampanyaları, İran toplumunda iki genel siyasi hat üzerinde kutuplaşmanın varlığını ortaya koyuyor.

Radikal ve ılımlı muhafazakar kesimlerden beş aday ve reformist kesimden bir adayın birbirleriyle yarıştığı görülüyor. Ayrıca, İran toplumunun farklı kategorilere ayrıldığı gözlemleniyor: reformistler, ılımlı muhafazakarlar, radikal muhafazakarlar, etnik haklar aktivistleri ve boykotçular.

Bu adaylar arasında Mesud Pezeşkian reformistlerle, Muhammed Bakır Kılibaf ve Mustafa Purmohammadi ılımlı muhafazakarlarla, Said Celili, Ali Rıza Zakani ve Seyid Emir Hüseyin Gazizade Haşimi ise radikal muhafazakarlarla aynı çizgide yer alıyor.

İran kamuoyunda seçim yarışının, İran'da süper devrimci olarak görülen radikal muhafazakar Said Celilis ile reformist aday Mesud Pezeşkian arasında yaşanacağı görüşü hakim.

İran Öğrenci Anket Ajansı'nın son anketine göre, Mesud Pezeshkian yüzde 24,4'lük destekle yarışta önde gidiyor, Said Celili yüzde 24 ile ikinci, Muhammed Bakır Kılibaf ise yüzde 14,7 ile üçüncü sırada yer alıyor.

Ankete katılanların yüzde 43'ü kesinlikle oy kullanacağını, yüzde 7,7'si büyük ihtimalle oy kullanacağını, yüzde 14,8'i kararsız olduğunu, yüzde 5,7'si muhtemelen oy kullanmayacağını ve yüzde 27,9'u ise kesinlikle oy kullanmayacağını belirtti.

Bu adaylar arasında Mesud Pezeşkian'ın, başörtüsü protestoları sonrası ortaya çıkan yeni muhalefetin ve eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'den soğuyan reformcuların ilgisini çekmesi bekleniyor.

1979 devriminden bu yana 13. başkanlık seçiminde en yüksek seçmen katılımı, 12 Haziran 2009'da yapılan başkanlık seçimlerinde yaşanmış, ardından gelen protesto gösterilerinde yetkililerin baskıları nedeniyle çok sayıda kişi hayatını kaybetmişti.

En düşük katılım oranı ise 18 Haziran 2021'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 48,8 ile kaydedildi. Bu durum, öncelikle siyasi sistemin meşruiyet krizi yaşayıp yaşamadığı tartışmasını alevlendirdi.

Bazı yorumlara göre, İran Muhafız Konseyi'nin Mesud Pezeşkian gibi reformist bir adayın seçime katılmasına izin vermesi, önceki seçimlerdeki düşük katılımı ele almak amacıyla yapılmıştı.

Ancak seçim kampanyaları sırasında yaşanan gelişmeler, Mesut Pezeşkian'ın şansının giderek daha da arttığını, memnuniyetsiz halkın önemli bir kesiminin ona yöneldiğini gösteriyor.

Türk kimliği tartışması

Mesud Pezeşkian'ı destekleyen önemli memnuniyetsiz gruplardan biri de İran nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan İran Türklerinin etnik haklarını vurgulayan İranlı Türk aktivistlerdir.

Masoud Pezeshkian'ın seçim kampanyasında kullandığı söylemlere bakıldığında, etnik aktivistlerin taleplerini iyi dile getirdiği anlaşılıyor.

Örneğin, İran devlet televizyonunda yayınlanan bir televizyon tartışmasında Masoud Pezeshkian, destekçileri arasında pan-Türkistler olduğu suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı. Şöyle yanıt verdi: “Pan-Türkizm, pan-Arabizm veya diğer çeşitli pan hareketleri tartışılıyorsa, bunun nedeni adaletsizliktir. Bu hareketlerin hiçbiri hükümette yer almadığında ve ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, hala temsil edilmediklerinde, şikayetlerini dile getirmeleri doğaldır.”

İran sosyal medyasında paylaşılan çeşitli videolarda, Mesut Pezeşkian'ın destekçilerinin, onun Türk kökenini vurgulayan sloganlar kullanarak adaylığını desteklediği görülüyor.

Burada dikkat çeken husus, Mesut Pezeşkian'ın destekçilerinin yalnızca İran'ın kuzeybatısında yaşayan Azerbaycan Türkleriyle sınırlı olmayıp, aynı zamanda İran'ın merkezinde yaşayan Kaşkay Türkleri arasında da önemli bir kitleye sahip olmasıdır.

İran sosyal medyasında paylaşılan çeşitli videolarda, Mesut Pezeşkian'ın destekçilerinin, onun Türk kökenini vurgulamak için Türkçe sloganlar kullanarak adaylığını desteklediği açıkça görülüyor.

Burada dikkat çeken husus, Mesut Pezeşkian'ın destekçilerinin yalnızca İran'ın kuzeybatısında yaşayan Azerbaycan Türkleriyle sınırlı olmayıp, aynı zamanda İran'ın merkezinde yaşayan Kaşkay Türkleri arasında da önemli bir kitleye sahip olmasıdır.

Özetle, İran'da yaşayan Türkler, son bin yıldır ülkenin temel unsurlarından biri olarak İran tarihinde önemli roller oynamış ve ülkenin siyasi kaderini şekillendiren etnik gruplar arasında yer almışlardır.

Tarihsel olarak bakıldığında, özellikle İran'daki Azerbaycan Türkleri arasında etnik motivasyonlar, milli birliğin sağlanmasında mezhepsel kaygıların ön planda tutulduğu görülmektedir.

Ancak son zamanlarda İran'daki Türk nüfusu arasında Türk etnik bilincinde gözle görülür bir artış oldu. Gerçekten de Türk kimliği meselesinin İran'ın siyasi manzarasında önemli bir faktör haline geldiği iddia edilebilir.

İran'da Türklük bilincinin gelişmesi son kırk yılda belirgin bir siyasal önem kazanmış olup, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin tartışmalar bu görünürlüğü yansıtmaktadır.

İran'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri pantürkizm konusunu yeniden gündeme getirdi

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.